Böbrek Kanseri Nedir? Risk Faktörleri ve Tedavi Süreçleri Nelerdir?
Böbrek kanseri çok ciddi bir hastalık olmakla beraber doktorun tavsiyelerine kesinlikle uyularak hastalığın vücut üzerindeki etkisi azaltılabilmektedir.
Böbrek Kanseri Nedir?
Günümüzde yapılan bazı araştırmalara göre yılda on bin kişi böbrek kanseri hastalığına yakalanıyor. Bu hastalık, çoğunlukla 55 yaş ve üzerindeki kişilerde görülmektedir. Böbrekte en çok görülen kanser çeşidi böbrek hücreli kanserdir. Bu yazıda da böbrek hücreli kanserden bahsedilecektir.
Böbreğin aynı zamanda böbrek toplayıcı sistem kanseri de bulunmaktadır. Fakat bu kanserin görülme sıklığı böbrek hücreli kansere göre 15 kat daha az olup, tedavi seçenekleri tamamıyla farklıdır. Yine çocuklarda görülen böbrek kanserleri yetişkinlerde görülen kanserlerden çok farklı tedavi seçeneklerine sahip olduğundan dolayı bu yazıda bu konudan bahsedilmeyecektir.
Tedavi hakkında bilgi edinmek ve tedavi sürecini anlamak hastalarda tedavinin bir parçası olmasını sağlamaktadır. Bu yazıda hastalar; kanserin teşhisinde bilinmesi gerekenleri, kanserin tedavisinde ve takibinde bilinmesi gerekenleri ve de böbrek kanseri konusunda yapılan araştırmalar hakkında bilinmesi gerekenleri öğrenecektir.
Böylelikle hastalar doktorlar ile görüşmeye gittiklerinde kafalarında kendi hastalıkları hakkında daha net sorular belirecek ve de daha fazla bilgi alabileceklerdir.
Alınması Gereken Tedbirler Nelerdir?
Böbrek kanseri çok ciddi bir hastalıktır. Bu yüzden doktorun söyledikleri mühimdir. Çoğu zaman hastalara bir aile bireyi veya güvendiği arkadaşları ile birlikte doktora gitmeleri, doktorun söylediklerini ufak notlar halinde kaydetmeleri ve akıllarındaki tüm soruları doktorlarına sormaları önerilmektedir. Böbrekler, karında yer alan bir çift organdır. Her böbrek hemen hemen bir yumruk boyutundadır. Böbrekler idrar yoluna ait bir organdır.
Kandaki atık maddeleri ve fazla suyu süzüp idrarı meydana getirirler. İdrar, böbrek içerisinde böbrek pelvisi adı altında bir boşlukta toplanır. Bu boşluk böbreğin orta kısmında yer almaktadır. İdrar böbrek pelvisinden mesaneye doğru üreter adı verilen kanal vasıtası ile aktarılırlar. Mesanede biriktirilen idrar daha sonra üretra adı verilen kanal vasıtası ile vücut dışına iletilir. Böbrekler aynı zamanda kan basıncını kontrol eden maddelerin üretiminde bulunurlar.
Yine kırmızı kan hücrelerinin üretimine destek olurlar. Böbreklerin üst kısmında böbrek üstü bezi yani adrenal bezi bulunur. Böbreklerin üst kısmı kalın bir yağ tabakası ile kaplıdır. Bu yağ tabakasının dışında da fibroz dokudan oluşan böbrek kapsülü adı altında bir kapsül bulunur.
Kanser hücrelerde başlamaktadır. Hücreler, dokuları ortaya getiren yapı taşlarıdır. Böbrek dokuları da bir araya gelip, böbrek organını meydana getirirler.
Normal şartlar altında hücreler doğar ve büyürler, daha sonra bölünerek çoğalırlar. Böylelikle yeni hücreler ortaya çıkarırlar ve vücudun ihtiyacını karşılamaktadırlar. Normal hücreler büyüdükçe yaşlanıp, hasar görüp ve sonunda ölürler. Ölen hücreler vücuttan atılıp temizlenir ve bunların yerini yeni hücreler alır. Bazı zamanlarda bu döngüde bozulmalar olabilir. Yeni hücreler vücudun onlara ihtiyacı olmamasına rağmen ortaya çıkabilir ve yahut da eskimiş ve zarar görmüş hücreler gerektiği şekilde yok edilemeyebilir. İstenmeyen hücrelerin yoğun bir şeklinde büyümesi bir kitle meydana getirir. Bu kitlelere tümör yani kanser adı verilir. Böbrekteki kitleler iyi ve kötü kitleler olmak üzere iki çeşittir. İyi huylu kitleler, kötü huylu kitleler kadar zararlı değillerdir.
Bazı risk faktörlerine sahip olan bireylerde böbrek kanserinin gelişmesi daha kolay olabilmektedir. Bu faktörler obezite, sigara, aile hikayesi, yüksek kan basıncı, VHL sendromu gibi faktörlerdir. Böbrek kanserinin gelişmesini en çok etkileyen faktör sigaradır. Sigara içen kişiler, içmeyen kişilere oranla böbrek kanserine daha çok yakalanmaktadırlar.
Sigaranın içilme süresi uzadıkça bu kansere yakalanma riski de artış göstermektedir. VHL, yani Von hippel lindau, az sayıda ailede görülen kalıtımsal bir hastalık çeşididir. VHL sendromu, genindeki değişiklikler sebebi ile ortaya çıkmaktadır. Bu gene sahip olan hastalar, böbrek kanserine yakalanma riskine sahiptirler. Aynı zamanda beyinde, gözlerde ve vücudun başka yerlerinde tümörler ve kistler gelişme özelliği gösterir. Ailesinde bu sendrom görülen kişilerin, VHL geni açısından test edilmesi gerekmektedir.