Böbrek Hastalıkları, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Böbrek hastalıkları anında ya da yavaş yavaş ortaya çıkabilen belirtilerle birlikte erken teşhisten sonra tedavi edilmesi gereken hastalıklar arasındadır.

Böbrek Hastalıkları

Böbrek hastalığının ilk aşamasında herhangi bir belirti görülmeyebilir. Fakat böbreklerin çalışma kapasitesi düştüğü sürece vücuttaki elektrolit ve su dengesi bozulmaya başlamaktadır. Böbrek rahatsızlığı bir sonraki aşamaya geçtiğinde güçsüzlük ve nefes darlığı gibi rahatsızlıklar görülmektedir. Bu noktada başta ayaklar ve bacaklar olmak üzere vücut genelinde bir şişlik oluşabilmektedir. Böbrekler tam kapasite ile çalışmadığından dolayı tuvalette idrar çok az gelebilir ya da idrar hiç gelmemektedir. Diğer belirtileri ise iştah azlığı, kusma ve mide bulantısıdır.

Tüm bunlar ile beraber zihin karışıklığı, sinirlilik hali, kaygı ve uyku sorunları da baş gösterebilmektedir. Böbrek rahatsızlığının saydığımız belirtilerine ek olarak görülen diğer bazı belirtileri ise hıçkırık, kas krampları, göğüs ağrısı, kas seğirmesi, kaşıntı, kontrol altına alınamayan yüksek tansiyon olarak sıralanabilmektedir. Böbrek rahatsızlığının belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilmekte ya da başka bir rahatsızlığın belirtileri ile benzeşebilmektedir.

Aynı zamanda böbrekler her türlü duruma oldukça kolay uyum sağlayabildiğinden, böbrek hastalıklarının ciddi belirtileri, böbrekler geri döndürülemez şekilde hasar görene kadar ortaya çıkmayabilir. Bu durumdan korunmak adına, belirtiler hafif bile olsa, normal dışı bir durum fark edildiğinde vakit geçirmeden doktor kontrolüne gidip, gerekli testlerin yaptırılması önerilmektedir. Böbrek hastalıkları sebeplerine göre 5 ana kategoriye ayrılmaktadır.

Böbrek Hastalıkları Nelerdir?

Böbrek hastaliklari ve etkileri böbrek hastası olan kişilerde hızlı bir şekilde seyredebilir. Bunlardan birincisi akut prerenal böbrek yetmezliğidir. Akut prerenal böbrek yetmezliği böbreklere doğru olan kan akışının azalması halinde yaşanmaktadır. Kan akışı yetersiz olduğundan dolayı böbrekler kanı tam anlamı ile filtreleyemezler. Bu tip böbrek yetmezliği genelde kan akışını etkileyen durumun düzeltilmesi ile beraber tedavi edilebilmektedir. İkincisi akut içsel böbrek yetmezliğidir. Akut içsel böbrek yetmezliği direkt böbrekleri etkileyen travmalar halinde görülmektedir. Böbreklere alınan darbeler, kazalar, toksin yüklenmesi, böbreklere yeterince oksijen gitmemesi, çok fazla kan kaybı, böbrek enfeksiyonları, akut içsel böbrek yetmezliğinin sebepleri arasında sayılabilmektedir. Üçüncüsü kronik prerenal böbrek yetmezliğidir.

Kronik prerenal böbrek yetmezliği tedavi edilmediği zaman ve de böbrekler kanı temizleyemediği zaman, bu durum akut içsel böbrek yetmezliğine dönüşmektedir. Bu noktada böbrekler küçülmeye başlayıp, fonksiyonunu yavaş yavaş kaybetmektedirler. Dördüncüsü kronik içsel böbrek yetmezliğidir. Böbreklere alınan darbeler, travmalar ve tedavi edilmemeiş böbrek enfeksiyonları akut içsel böbrek yetmezliğinin, kronik içsel böbrek yetmezliğine dönüşmesine sebep olmaktadır. Sonuncusu ise kronik postrenal böbrek yetmezliğidir. Bu tip böbrek yetmezliği de idrar yollarının uzun süre tıkalı kalması ve idrarın vücuttan tam olarak atılamaması halinde oluşmaktadır.

Peki, böbrek hastalıklarının riskini arttıran faktörler nelerdir?

Yukarıda sayılan durumlara ek olarak kısa zamanda

  • aşırı miktarda sıvı kaybı,
  • kalp krizi,
  • kalp hastalıkları,
  • yüksek tansiyon ilaçları,
  • enfeksiyon,
  • karaciğer yetmezliği,
  • bazı ilaçların (aspirin, ibuprofen) sık kullanımı,
  • lupus hastalığı,
  • kolesterol birikimi sebebi ile tıkanan damarlar,
  • kemik iliği kanseri,
  • aşırı alkol tüketimi,
  • çok ciddi yanıklar,
  • uyarıcı ilaçların kullanımı,
  • kan damarlarında görülen iltihaplanmalar
  • vücudun susuz kalması

böbrek hastalıklarının sebepleri arasındadır.

Böbrek Hastalıklarının Teşhisi

Doktorun hastanın dikkatini çeken belirtilerin neler olduğunu öğrendikten sonra fiziksel muayene yapmaktadır. Gün içinde ne kadar idrar yapıldığını ve idrara çıkıldığını, herhangi bir problem yaşayıp yaşamadığını sormaktadır. Böbrek rahatsızlığı teşhisinin tam konulabilmesi adına çeşitli testler ve prosedürler kullanılmaktadır. İdrar ve kan testleri, böbreklerin fonksiyonunu tam olarak yapıp yapmadığının belirlenmesi için doktora yardımcı olacaktır.

Böbreklerin ebatlarında herhangi bir değişiklik olup olmadığının görülebilmesi adına ultrason ya da CT taraması gibi görüntüleme yöntemlerine de başvurulabilmektedir. Aynı zamanda bazı durumlarda böbrek biyopsisi yapılması da gerekebilir. Bu hastalığın tedavi seçenekleri böbrek yetmezliğinin nedenine bağlı olarak değişebilmektedir. Mesela böbrek yetmezliği kandaki sıvı eksikliğine bağlı olarak oluşmuş ise, doktor damar yolu ile (entravenöz) sıvı takviyesi önerebilir.

Eğer tam tersi bir durum söz konusu ise, yani böbrek yetmezliği aşırı sıvı birikimi sebebi ile gelişir ise idrar söktürücü ilaçlar reçete edilebilmektedir. Aynı zamanda hastanın kanında bulunan mineral (kalsiyum, potasyum) oranlarını normal düzeylerine çekebilmek için de ilaç desteği önerilebilmektedir.

Böbrek hastalığı sebebi ile artan kandaki toksinler, diyaliz tedavisi ile beraber atılabilir. Yapay bir böbrek görevi gören diyaliz makinesi, kanı filtreden geçirip, daha sonra toksinleri temizlemektedir. Böbrek hastalıklarının tedavisi sırasında ve sonrasında böbrekleri korumak için doğru beslenme kritik bir rol oynamaktadır. Doktorlar hastanın durumunuza uygun bir beslenme programının oluşturulması için, kişiyi aynı zamanda beslenme uzmanına yönlendirebilir.

Böbrek hastalığı yaşayan hastalara, böbreklere binen yükün hafiflemesi adına genelde daha az potasyum tüketmeleri (muz, portakal, patates, domates yüksek oranda potasyum içeren gıdalardan bazıları, ıspanak), sodyumu kontrol altında tutmaları (konserve gıdalar, dondurulmuş gıdalar, hazır gıdalar, fast-food gıdalar yüksek oranda sodyum içerir), tükettikleri fosforu sınırlandırmaları (süt, fıstık, kuruyemişler yüksek fosfor içeren besinler arasındadır) önerilir.

Böbrek rahatsızlığından korunmak için yapılabilecek olan tek şey, böbreklere aşırı yük bindirmeyen bir beslenme programına sadık kalmak olacaktır. Çok fazla tuz tüketiliyor ise, aşırı yağlı gıdalar ile besleniliyor ise, düzenli olarak alkol kullanılıyor ise, sigara içiliyor ise, böbrek yetmezliği riskini artıyor demektir. Çünkü böbrekler tüm bunları temizlemek için fazla mesai yapacaktır. Bu da daha çok yorulmasına neden olacaktır. Uzun süreden beri normalinden fazla çalışan böbrekler günün birinde yorulabilmektedir. Bilhassa yüksek tansiyon ve diyabet hastaları, ilerleyen yıllarda böbrek yetmezliği yaşamamak için, doktorlarının verdiği ilaçları düzenli olarak kullanıp, tansiyonu ve diyabeti kontrol altında tutmalıdır.

Farklı durumlardan ya da enfeksiyondan etkilenen böbrek de, sancı durumu ortaya çıkar ve önüne geçilmediği müddetçe daha zararlı etkileşimlere sebebiyet verebilir. Ancak aynı husus söz konusu böbrekler için söylenemez. Çünkü bu husus, böbrekteki farklı rahatsızlıkların ve yahut da enfeksiyonun habercisi de olabilmektedir.

Böbreklerin ilk hedefi, vücuda giren sudaki zararlı maddeleri süzmek görevidir. Bu hedefinin yanı sıra bir de kandaki elektrolit dengesini, baz ve asit dengesini sağlamaya çalışmaktadır.

Yine aynı zamanda vücuda hormon ve şeker desteği de sağlamaktadır. Bu görevleri ve hedefleri, böbreklerin yerine getirmemesi, yani çalışmaması halinde böbrek arasında böbrek yetmezliği olarak bilinirken, bunun çözümü ise direkt böbrek nakli ya da diyaliz merkezleridir. Bu zaman zarfına kadar ağrı devrededir. Böbrek ağrısı da doğal olarak böbrekteki rahatsızlığı dile getiren bir çağrı şeklindedir. Böbrek ağrısına, genellikle sol kaburganın altında ateş belirtisi ve halsizlik ile durumlar sebep olmaktadır. Yine aynı şekilde idrar yollarında yaşanan problem de bunun sonucudur. Böbrek ağrıları çoğu zaman bel hizasında iken sancılı ya da hafif olarak devam edebilmektedir. Bazı günlerde de kasığa kadar, hatta böbrekten karına kadar devam eden ağrılar ile karşılaşmak mümkündür.

Ağrı ve sancının olduğu zamanlarda hastanın biçimini ya da bulunduğu konumu değiştirmesi ne yazık ki ağrı üzerinde hiçbir etki sağlamamaktadır. Böbrek sancısının, böbrek içerisinde kum olması, idrar yolu enfeksiyonu, böbrek taşı, damar sertleşmesi, böbrek enfeksiyonu, polikistik böbrek hastalığı gibi sebepleri mevcuttur. Böbrek taşından şikayetçi olan kişilerin, esasında bu ağrıların sebebinin böbrek olmadığını da bilmeleri gerekmektedir. Asıl sancı, taşın böbrekten çıkarkenki başlangıcında görülmektedir. Hele de taş idrar yolundan idrar torbasına doğru ilerler iken şiddetli bir sancı oluşturmaktadır. Ağrının ara ara olması yani sürekli olmaması ile beraber meydana geldiğinde hastanın yerinde duramadığı gözlemlenmiştir. Bu durum da sancının ne kadar yoğun olduğuna bir işarettir. Hatta bu ağrılar, bazı durumlarda mide bulantısı ve kusmaya kadar gidebilen sancılardır. İdrar yolu enfeksiyonu da mesanede veya sidik yollarında görülebileceği gibi böbrekte de görülebilmektedir. Bu durumdaki risk erkeklere nazaran kadınlarda daha fazladır.

Böbrek enfeksiyonu, bir diğer adı ile piyelonefrit, çoğu kez mesanede başlayıp, böbreklere kadar uzanan enfeksiyonun özel bir çeşididir.


1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız (1 oy, ortalama: 3,00en yüksek 5)
Loading...
Konu ile ilgili yorumlarınız