Böbrek hastalıklarında nasıl beslenir?
Böbrek hastalarının dikkatli bir şekilde beslenmesi gerekir. Bu yüzden uzman doktorların tavsiyeleri ve doğal besinlerle hastalığa karşı tedbirler alınabilir.
İçindekiler
İhtiyaçlar
Tüketilen tüm gıdalar metabolizmada işlem gördükten sonra atık maddeler böbrekler ile beraber atılmaktadır. Böbreklerinde sorun olan bir hasta, bu sebep ile böbreklerine yük olacak şekilde beslenmemelidir. Aynı zamanda bu hastaların beslenmeleri kısıtlıdır ve tüketilen besinlerden maksimum fayda alınmalıdır. Bu yüzden besinlerin pişirilme yöntemleri bile oldukça önemlidir.
Kızartma yapmak yerine haşlama yöntemi tercih edilirken, pişirme sırasında gıdaların besin değerlerini kaybetmemelerine de dikkat edilmelidir. Her zaman diyet ve beslenme kişiye özeldir denilmektedir. Bu durum böbrek rahatsızlığı olan insanda da böyledir. İnsanın ihtiyacı olan besin öğelerine, yaşı-boyu-kilosuna göre, böbreğin durumuna göre beslenmesi farklılık gösterebilmektedir.
Bu sebep ile burada verilecek bilgiler genel bilgilerdir. Hasta kendi beslenme uzmanları ile diyetiniz belirlemelidir.
Üre, kreatinin ve ürik asit olup, proteinlerin son ürünüdür. Böbreklerde problem oluştuğu zaman metabolik ürünleri atmakta zorlanacağından dolayı bu son ürünler birikmektedir. Atık maddelerin birikmesi ile beraber de kişide halsizlik, bulantı, nefes darlığı, kusma gibi rahatsızlıklar görülebilmektedir. Bu yüzden böbrek rahatsızlığının türüne göre protein kısıtlaması uygulanmalıdır.
Böbrek Hastalarının Beslenme Alışkanlıkları
Vücuda sıvı girişi su içeren besinler ile su ile ve yahut da çeşitli türden içecekler ile olmaktadır. Su sağlıklı bir kişide dışkı, terleme veya idrar ile atılmaktadır. Böbreklerinde sorun yaşayan bir kişide ise, su idrara çıkamaz hale gelir ve vücuttan suyu atamamaktadır. Bu da vücutta sürekli birikmesine sebep olmaktadır. Bu gibi durumlarda tüketimde azaltma uygulanmalıdır.
Eğer idrara çıkmada azalma görülmediyse, su tüketiminde azaltma uygulamaya gerek yoktur. Potasyum, kasların kasılmasını sağlayan ve vücutta bulunan bir tuzdur.
Böbrek yolu ile beraber vücuttan uzaklaştırılmaktadır. Böbreklerde problem yaşandığı zaman ise uzaklaştırılamaz ve kanda yükseliş gösterir. Böylece hasta kendinde halsizlik, kaslarında güçsüzlük hissedebilir ve potasyumun kanda aşırı artışı ile de kişinin kalbi bile durabilir.
- Patates,
- havuç,
- avakado,
- ıspanak,
- hurma,
- muz,
- kavun,
- kayısı,
- nar,
- karalahana,
- kuru meyve
gibi besinler bazı potasyum kaynaklarıdır.
Eğer kişi, bir sebze yemeği yapıyor ise ve de potasyumdan kısıtlı bir diyet uygulanacak ise yemek suyunun tüketilmemesine mutlaka dikkat etmelidir. Vücudun su dengesini sağlamada sodyum önemli bir göreve sahiptir.
Böbrek hastalığı olan insanlarda sodyum atımında da sıkıntı oluşur ve sodyum biriktiği müddetçe vücutta da su birikmektedir. Bunun sonucunda kalp yetmezliği bile görülebilmektedir. Bu sebepten ötürü tuz tüketimi oldukça az olmalı, hatta mümkünse hiç olmamalıdır. Fosforunda fazlası böbrekler ile beraber atılmaktadır. Yani böbreklerinde sıkıntı olan insanın vücudunda fosforda birikmektedir. Bunun neticesinde de eklem ağrıları, kemik zayıflığı gibi şikâyetler görülebilmektedir.
- Kırmızı et,
- tavuk eti,
- süt,
- yoğurt,
- bakla,
- peynir,
- nohut,
- yumurta,
- kuru fasulye,
- mercimek
bazı fosfor kaynaklarındandır. Böbrek rahatsızlığında A vitamini tüketimine oldukça dikkat edilmesi gerekmektedir. A vitaminini içeren ilaçları içmek, sakıncalı olabilir. Bazı böbrek hastalıkları vardır. Birincisi nefrotik sendromdur. Böbreğin bozulması ve nefronların özelliklerini kaybetmesi sonucu oluşan bir hastalık çeşididir. Yaygın ödem, çok yüksek oranda proteinüri, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, hiperlipidemi belirtileri arasındandır. İkincisi akut glomerul nefrittir.
Böbreklerde iltihap oluşmasının adıdır. İltihabın oluşmasının sebepleri ise bakterilerdir.
- İdrarın azalması (Oligüri),
- idrarda kan oluşu (hematüri),
- ödem,
- idrar yapamama (anüri),
- idrarda protein oluşu (proteinüri),
- hipertansiyon,
- akut glomerul nefritin
bazı belirtilerindendir. Üçüncüsü kronik böbrek yetmezliğidir. Tamamı ile bozulmuş ve geri dönüşü olmayan böbrek hastalığına kronik böbrek yetmezliği denmektedir. Bu hastalığa sahip olan kişiler, uygulanan diyet tedavisi ve diğer tedavi yöntemlerine karşı bir iyileşme göstermez ise diyaliz makinasına bağlanmak durumunda kalırlar.
Bu makinenin amacı, kanlarında bulunan zehirli maddeler kanlarından uzaklaştırılmasıdır. Diyaliz tedavisi uygulanırken de bir diyetisyen eşliğinde beslenmelere gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Dördüncüsü akut böbrek yetmezliğidir.
Kronik böbrek yetmezliğinde beslenme
Kronik böbrek yetmezliğinde olduğu gibi bunda da böbrek tüm fonksiyonlarını kaybetmez. Fakat sadece %15-20 oranında bir işlev kaybı görülür.
- Ağızdan kan gelmesi (hematemez),
- idrarın azalması (oligüri),
- idrar yapamama (anüri) ,
- ödem,
- hipertansiyon,
- kalp yetmezliği,
- metabolik asidoz,
- dalgınlık akut böbrek yetmezliğinin
bazı belirtilerinden sayılmaktadır. Sonuncusu ve beşincisi ise böbrek taşıdır. Böbrek hastalığının nedenleri arasında sayılabilmektedir. Genelde görülen bir üriner sistem rahatsızlığı olup, ilk olarak 30’lu yaşlara gelindiğinde görülmektedir. Taşın yapısına göre uygulanan tıbbi tedavi yöntemleri mevcuttur.
Böbrekler, vücutta oluşan metabolik atıkların atılmasından görevli, karın boşluğunun alt kısmında ve omuriliğin iki yanında bulanan nefronlardan oluşan organın adıdır. Böbreğe gelen kan, nefronlardan geçmekte ve vücudun son süzülme yeri olarak adlandırılmaktadır. Nefronlar emilim sonrasında kanda kalır ancak vücut için önemli olan besinlerin geri emilimini gerçekleştirirler. Tüketilen besinler metabolizmada işlem gördükten sonra atık maddeler de böbreklerden atılmaktadır.